24 Kasım 2013 Pazar

Bıyık altından güldüren pekmez gelişmeleri

Bazı günler vardır sabah gelen bir haberle ilk önce bıyık altından gülseniz de sonradan içiniz acır.

Bir kaç hafta önce pekmez ile ilgili bir yorum yaptım sonra üzerine bir blog yazısı yazdım. Şimdiye kadar almadığım kadar yorum geldi. Bu yorumlardan çoğu soru olduğu için ikinci bir yazı yazmak şart oldu. Bu arada bir dost Ege'de bir üreticinin tepeden bakar, bilimi hiçe sayar pekmez yazısını gönderdi. Bu kadar tanınmış ve bilinmiş, bu kadar doğal ve sağlıklı üretiyorum diyerek satış yapan birinin bu tavrı beni çok üzdü ve sinirlendirdi. İkinci blog yazısını bu üzüntü ve sinirle bitirdim. Bir çok dost yine yorum yazdı. İlgili yazıyı ben buraya koymamıştım ama yorumlara bir dost eklemiş. 

Bu arada özellikle belirteyim. Bu blogda şimdiye kadar yayınlanmamış takipçi yorumu yoktur. Bana laf eden "Adsız"ların yorumlarını da yayınlayıp artık duruma göre nazik cevaplarımı vermişimdir.

Bu sabah gelen bir yorumu da aynen hemen yayınladım. Bir soru vb değildi. Üzerinde en çok konuşulan çiftliğin pekmez raporunu düşük çözünürlükte göndermiş bir "Adsız". Hani ilginç esasında sonucu güzel çıkan bir analiz raporunu kendi adını vermeden paylaşmak. İlginç ama konu bu değil.

Konu şu : 

Bir sene önce "Karışmayın Anadolu köylüsüne" diyenler, gelen baskılar sonucunda pekmezlerine analiz yaptırmak zorunda kalmış. Bilim böyle bir şey işte. Kendisine karşı durana, görmezden gelene bile hizmet edebiliyor bir analizle bir raporla. 

Hep satılan üründen numunenin doğru alındığını, doğru analiz edildiğini yani kısacası kötü niyet olmadığını düşünürsek bu pekmezin HMF oranı limit içerisinde. Ama ben almazdım çünkü hala çok yüksek, bu değeri 35 kat azaltmak ve 0 ila 1 arasına çekmek varken tabi karışmayalım Anadolu köylüsüne...

Bıyık altından güldüğüm kısım buraya kadar. İçimi acıtan da hala bir yerlerde HMFsi yüksek pekmezlerin satılıyor olması. Benim üzerime düşen bilgilendirmeye devam etmek. Bir Pazar sabahı gazetelerime gömülüğ elimde çayımla keyif yapmaktan geri kalsam da.

İyi Pazarlar.

6 yorum:

Tuba dedi ki...

Merhaba,
Bahsettiginiz adsiz yorumu sahibi benim ama bunun neden sizi biyik altindan guldurdugunu anlamis degilim..
Ipek Hanim bu rapru mail listesi ile paylasmis ve size cevap yazma luzumu gormemis.
10.000 lerden bahsettiiniz ve suizana sebep olabilecegini dusundugum yazininiz uzerine sizinle bu bilgiyi paylasmak istedim.
Sevgiler,
Tuba Akdag
(adsiz gonderip tekrar sizi guldurmek istemedim..)

GM dedi ki...

Sevgili Tuba Hanım,

Adaşmışız ne güzel:) Biraz kızgın yazmışsınız sanırım çünkü ben "...suizana sebep olabileceğini" derken ne demek istediğinizi anlayamadım:(((

Kısaca derdimi özetleyeyim: Sizin ya da bir başkasının herhangi bir pekmez üreticisinin yazısını ya da raporunu gönderen hiç bir bağlantıyı hiç bir yazımda paylaşmadım. Ya da şöyle sizin kullandığınız bir fiil ile söyleyeyim. Gerek görmedim.

Çünkü bu bir iki üreticinin işi değil. Her bir pekmez üreticisinin bu konuda bilinçlenmesi gerekiyor. İster önce reddedip sonra bilimin kollarına sığınsınlar ister daha tehlikeyi duydukları an ne yapabiliriz diye düşünmeye başlasınlar. Hiç farketmiyor, çünkü onun ya da bunun bu ülkede hala birileri şifa niyetine kanserojen yemeye devam ediyor.

Ben kendi halinde, kendi bildiği doğruları söyleyip gezen, yeni açtığı ufak işletmesinin borcunu sadece doğal ve iyi gıdalar üreterek nasıl öderim derdinde olan, kimsenin ekmeğinde gözü olmayan bir insanım. Ama iş bilime, araştırmaya, sorgulamaya laf etmeye geldiğinde ben de tahmin edemedim içimden böyle ateşli bir yazarın çıkacağını. İnsanlar bu kız pekmez satmıyor, bu kız pekmez üretmiyor, bu kız bir pekmez firmasının danışmanlığını yapmıyor da tüm bunlara rağmen bu kız ne diyor yahu dediler sadece. Ne mutlu ki bir sorgulama ortamı oluştu da o yüz verilmeyen bilim imdada yetişti, analizler yapıldı, pekmezler aklandı. Ne mutlu, sevindim. Sizin de ne paylaşmanıza ne de Adsız olmanıza takıldım. Dedim ya yukarıda benim güldüğüm önce reddet sonra kullan mantığı idi.

Kısacası sevgili Tuba Hanım, sizinle ya da hiç bir üretici ile şahsen alıp veremediğim hiç bir şey yok. Derdim sadece iyi ve hakkı verilmiş ürünler üretilsin, insanlar gerçeklerin farkında olsunlar.

Son olarak sizi eğer kırdığımı düşünürttüysem özür dilerim. Sevgi ve saygılarımla,

Adaşınız

Esra dedi ki...

Ipek hanim'in her hafta
milyonlarca(!) okunan siparis
emailindeki uslubunu yakisiksiz
buldum. (Bazisinin "biyik alti
gulmesi" rahatsizlik verirken
bazilarinin "luzum gormemesi"
batmiyor. Algida secicilik.) Bu
blogtaki HMF uzerine yaziyi
okuduysa daha uygun bir uslupla
diyebilirdi ki "pekmezde HMF
degerleri ile ilgili bir konu var
gundemde. Biz pekmezlerimizi
yuksek isilara ulasmayacak sekilde
soyle hazirliyoruz. Bir test de
yaptirdik, yasal limitin
altindayiz. HMF konusunun
farkindayiz, merak etmeyin, iciniz
rahat olsun". Bizim alisveris
yaptigimiz Cankiri'da bir kucuk
dogal tarim ciftligi var, nitekim
kendisi konu ile ilgili
soruldugunda, uretim yontemini
yazmis, yuksek isiya ulasmadigini
belirtmisti. Ne savunmaya, ne
saldiriya gecti. Bu vesileyle,
dogal ve durust tarim urunleri
satarak ailesini gecindiren
mutevazi insanlarin varligindan da
haberdar olunmasini isterim. Gelir
duzeyi yuksek kitlelere satis
yapacak baglantilari olmadigi icin
cok zor durumda olan dogal
ureticiler var. Onlardan da
haberdar olunsa ne guzel olur.

Saygilar.

baharb dedi ki...

Merhaba,

Karsilikli atismak gereksiz, ben sevindim bu ureticinin test sonuclarini paylasmasina, faydali olmus. Alici talep gosterince boyle seylerin olmasi cok guzel. Daha da guzeli pekmez ureticilerinin hepsinin HMF duzeyini olcup en azindan belli bir limitte oldugunu uzerine yazmalari. Boylece hangi marka "guvenilir" daha iyi bilecegiz. Koy pekmezlerinin de testi en azindan bir kez yaptirmasi, ayni teknikle uretilen pekmezleri hakkinda bizi fikir sahibi yapar.

Su yazilari da bu pekmez konusunun altinda bulunsun diye buraya ilistiriyorum, bu yazi dizisini okuyanlar begenebilir.

http://www.gurmebebek.com/pekmezdeki-kanser-tehlikesi-3599

http://alternatifanne.com/tatlinin-aci-oykusu-2-pekmez/

Ikinci link asagi yukari ayni seyleri soyluyor, sonucta da HMF'ten cok da korkmuyor, kanitlanmis birsey yok diyor. Ama sicanda kanserojen olmasi benim icin yeterli supheyi uyandiriyor, insanda boyle seyleri tek bir madde ile deneyle ispatlamak cok zor, zaten birsuru seye maruz kaliyoruz, en azindan bildiklerimizi azaltmak en guzeli.

Yine bu yazi kahvedeki cok yuksek HMF oranlarindan da bahsediliyor. Benim okudugum baska bir kaynakta neskafe tarzi hazir kahvelerde en yuksek, filtre kahve daha dusuk HMF oldugu soyleniyordu, bana da mantikli geldi. Pekmezi pisirmeyelim, neskafe icmeyelim bence. Genel olarak da yogun sekerli recel gibi seyleri mumkunse daha az tuketelim.

GM dedi ki...

Yorumları ancak yayınlayabildim kusura bakmayın.

Esra Hanım küçük üreticiye hep destek tam destek:)) Yorumlarınıza da teşekkürler. Aşağı mahalleden adam çağırmışım gibi oldu heheheh

Sevgili Baharb, alternatifanne'deki Orçun Beyin iki yazısını da okudum, teşekkürler paylaşım için. Sadece HMF'nin kanıtlanmış bir hastalık yapmadığı bölümüne katılamıyorum. HMF bir kanserojendir, limiti de bellidir. Beyefendinin demek istediği umarım "Limitler içerisinde alırsanız sorun yok"tur.

Kahve sadece HMF açısından değil özellikle akrilamid açısından bir dert. Ben de en son tadını sütte çok sevdiğim yurtdışından özel bir instant kahvemi attım:(( Bile bile lades demek yok.))

Gurme bebek yazısını da çok daha önceden Ayzen Hanım'ın ntvmsnbc'de yazdığı zamandan biliyorum. Orada görüşü alınan hocalardan biri benim hocam. Gurme Bebek de yayına başlarken tüm verileri tarayıp kendilerine bilimsel bir inceleme raporu sunmuştum kendi istekleri üzerine.

Kısacası şurda bir avuç insanız dediğiniz gibi atışmaya gerek yok (gerçi ben tartışma sanıyordum ama neyse:)) HMF derdi de akrilamid de bitmez ne yazık ki. Ancak böyle tartışa tartışa, konuşa konuşa bir yerlere varırız.

Sevgiler,

Tuğba

servi simin dedi ki...

Tuba Hanım merhabalar,
Pekmez hakkındaki uyarılarınız bana çok yardımcı oldu, sizinde dediğiniz gibi artık doğal yazan herşeyin iyi olup olmadığını da sorgulamamız lazım. Pekmezi bir dönem kek yapımında kullanıyorduk ama onuda bıraktık. Ama hala sekere alternatif olabilecek bir çözümler arıyorum. Evde 2 çocuğum var ve şekerin zararlarından korumak istiyorum onları. Bu aralar kendim bol bol kuru hurma yiyorum ve marketten geçen gün hurma özü alıp, onunla bir kek yaptım ama ne kadar doğru yaptım emin değilim. Hurma özü yada suyunun yüksek sıcaklıklara kadar ısıtılması doğru mudur?

Saygılar

Aysegul