13 Şubat 2013 Çarşamba

Varoluş kaygıları ve Pastörize peynir!! Buyrun burdan yakın:))

Lise birinci sınıfta çok sevdiğimiz bir psikoloji hocası vardı. Muhtemelen bizi çocuk değil yetişkin gibi gördüğü için seviyorduk kendisini. Hafif bir Ölü Ozanlar Derneği muhabbeti yani. Neyse uzatmayayım bir gün bize sormuştu hangisi daha kötü bir ebeveynliktir diye: Çocuğu çok çok sıkıp her her yaptığını kontrol eden mi yoksa hiç ama hiiiççç umursamadan acaip serbest bırakıp ilgilenmeyen mi? Biz tabi ailemizin süfer baskıcı olduğunu ve dünyanın kendi çevremizde döndüğünü düşündüğümüz bir grup kendini bilmez ergen olduğumuz için acaip kuralcı ve kontrolcü ebeveynlerin kötü olduğunu belirttik çoğunlukla. Daaattt... Yanlış cevap tabi (insan o yaşta zaten neyi biliyo ki:))

Meğer en kötü ebeveyn çocuğu ile ilgilenmeyenmiş. Meğer en yaralayıcı cevap, umursamamak cevap vermemekmiş, kaale almamak, denk görmemek, cevap vermeye tenezzül etmemekmiş. Kısacası karşındakinin varlığını yok saymakmış.

Esasında genç bir meslektaş adayım ile girdiğim muhabbeti buraya kopyalayacaktım gereksiz derin muhabbete girdim be blog. Ama hep aklımın bir köşesindedir bu teee lise birde öğrendiğim bilgi. Yok sayacak pek densiz tanıdığım olmadı ama hafiften yok sayıldığım, fikirlerimin ciddiye alınmadığı zamanlar oldu ve bilirim ne kadar çok acı verdiğini. İnsanın varoluşu sarsılıyo be yavv...

Uzun lafın kısası Birilerine ulaşmak, kaale alınmak güzel şey be blog:)) Genç meslektaşım benim anneloji.com'a yazdığım peynir yazımda kafasına takılanı sordu ben de cevapladım. Bunların hepsi yorum bölümünde olduğu için ben de aldım buraya ekledim:)


gıdacı dedi ki...
Size başka nasıl ulaşacağımı bilmediğim için buradan yazıyorum kusura bakmayın :)
Blogdaki yazılarınızdan anladığım kadarıyla anneloji.com adlı siteye de siz yazıyorsunuz. http://anneloji.com/archives/6704 < Burada dikkatimi çeken bir şey oldu: "Güzelim beyaz peynirlerimizin tadına 3 yaşında sonra yavaş yavaş alışsa da olur diyorum ben kızım için. Arada veriyorum ama esas yediği pastörize peynir…" Beyaz peynirlerin pastörize edilmemiş sütten üretildiği anlamını çıkarıyorum ben. Benim bildiğim kadarıyla sanayide pastörize edilmemiş sütten peynir üretilemez, çünkü belirttiğiniz gibi 6 ay salamurada kalması gereklidir. Bu ise, o işletmeye büyük mali bir yük getirir. Bu yüzden sanayide çiğ sütten peynir üretiminin tercih edileceğini zannetmiyorum.
Yanlış biliyor ya da yanlış anlamış olabilirim şimdiden özür dilerim :) Bilgilenmek amaçlı soruyorum. Bilgilendirirseniz sevinirim. Teşekkürler
GM dedi ki...
İlginiz için teşekkürler. Allahım ne güzel yazdıklarımı detaylı okuyanlar var diye çok çok seviniyorum:))

Bir anlam kayması mı olmuş diyeyim nasıl diyeyim diye düşünüyorum yorumunuzu okuduğumdan beri. Şimdi bi kere söylediğinizde haklısınız, sanayide çiğ sütün peynire işlenmesi sıkıntılıdır. Benim burada pastörize peynirden kastım büyük büyük firmaların, peyniri kesinlikle ve kesinlikle pastörize sütten yaptığına emin olduğum firmaların peyniri idi. Ama derdim illa da çiğ süt değil, ortam koşulları da. Bunu o yazıda ayrıca belirtmedim iyice kafalar karışmasın diye. Şimdi detaylandırayım.

Örneğin Sütaş. Labneleri filan geçtim tabi bir kalem ben bebişe özellikle süzme peynirini veriyordum. Biz eve kendimize daha aromatik, Kırklareli'nin yerel peynirlerinden alıyorum. Burada işletmeler küçük, çiğ sütü tamam belki peynire kullanmıyor olabilirler ama sonrasında peynirin işlenme ve özellikle bekletilme koşullarından emin olamadığım için büyük firmaların kontrollü ve hijyenik koşullarında üretilmiş peynirlerini tercih ettim. Burada görüyorum çünkü en basitinden ambalajları şişmiş vb peynirleri.

Yani meseleye biraz daha geniş bakıp, nihai ürünün mikrobiyolojik durumunu düşünerek ve bir çok anne gibi ekstra saykoya bağlayarak en temiz olduğunu düşündüğüm, en yüksek faydayı sağlayacağım peyniri yedirdim bebişe. Arada bizim peynirimizden yumurtasına koysam da temel olarak hanfendi pastörize peynirden ve tabi yoğurttan, kefirden devam ediyor beslenmeye.

İlginiz için tekrar tekrar teşekkürler. Dediğim gibi insanın okunuyor ve daha önemlisi kaale alınıyor olduğunu görmesi süpermiş:) Benim görüşüm bu, sizin başka bir fikriniz ya da yorumunuz varsa lütfen belirtim, çok samimiyim. Bilgi paylaştıkça çoğalır.

Bu arada bu yazışmamızı da koyuyorum bloga. Bir de görünür bir yere eposta adresimi çakıyorum:)))




2 yorum:

şirin dedi ki...

Ben yazılarını cok seviyorum ögretici

GM dedi ki...

teşekkürler teşekkürler. ne mutluluk benim için:)))