25 Ekim 2013 Cuma

Gıdanın mühendisliği olur mu ayol?

Bazen içimden kelimeler, duygular taşıyor ve onları mantıklı bir sıraya dizip yazıya başlamak çok zorlaşıyor. Ben de içinde bulunduğum durumu özetleyerek başlıyorum.

Evvelsi gün çıkıntılığını, hayata farklı bakışını sevdiğim bir arkadaşım televizyonda ünlü bir doktorun "Gıdanın mühendisliği mi olur? Sadece patrona daha fazla para kazandırmanın derdinde olmamalı gıda mühendisleri daha sağlıklı ürünlerin peşinde olmalı." minvalinde bir açıklama yaptığını söyledi. Az biraz konuştuk, ben sektörün içerisindeki durumdan filan bahsettim ona ama o kadar kısa yazabildim ki içimde kaldı. İki gündür de düşün düşün düşün içimden taştı ve oturdum yazıyorum.

Şimdi doktorun sorusunu iki açıdan değerlendirmek lazım :

1- Gıdanın mühendisliği olur mu?

2- Gıda mühendisleri sadece patronların ve kapitalist düzenin söylediklerini yapmak zorunda mı?

Burası bir blog ve aşağıda yazacağım düşünceler sadece beni bağlar tabi ama bir çok meslektaşımın da bu düşüncelere katılacağını biliyorum.

Şimdi ilk soruya cevap hem evet hem hayır. Evet çünkü kısıtlı kaynakla bir şey üretmeyi dizayn etmeye ve sonrada üretmeye kalktığınız zaman bu mühendisin işidir. Olay sadece makineleşme değildir. 

Dün misal erişte kesmemiz gerekiyordu. Hem sütlü hem yumurtalı yaptık. Biraz sütü bol olmuş, çok yumuşak bir hamur oldu, kesmek çok güçleşti. Biz de hemen hamur şeritlerini kurutma makinamıza koyduk sadece 25 dakika dış yüzeyini kuruttuk. Sonraki 45 dakika içerisinde 5 kilo erişteyi kırt kırt hemencecik kestik. Şimdi bu tamam mühendislik harikası bir durum değil ama kaynakları verimli kullanmanın bir sonucu. Her akıllı insan bunu düşünebilse de bunu düşünüp sorunu çözmek için analitik düşünce tarzını mühendislik okullarında vermeye çalışırlar. İlk senelerde canımızı çıkartan, bir çok öğrenciye "ne gerek var yeaaa" dedirten ağır matematik ve fizik derslerinin programda bulunmasının sebebi budur, problemlerin çözümlerine analitik bakış açısı getirerek hızlı ve sağlam çözüme ulaşmak.

Aynı soruya hayır olmaz diye de cevap verebiliriz ama doktor beyin argümanından farklı bir hayır bu. Mühendislik özellikle Alman ekolünde sadece makina, kimya ve inşaat alanlarına yakıştırılmış bir meslektir. Onlar bizim gıda mühendisi dediğimize gıda teknoloğu / teknisyeni derler. Yurtdışında gıda mühendisiyim diyince bir garip bakıyorlar önce ama kimsenin kelimelere takıldığını görmedim ben. Kelimelere takılan Türk halkıdır. Bizim şark tarafımız etiket sever, mevki sever, büyük büyük kocaman kocaman isimler sever. O kadar ağır eğitim aldıktan sonra bölümü okuyan da ezilmemek ister açıkçası. Yani bu isimlendirmenin arkasında kültürümüz var dostlar.

İkinci sorunun cevabına geçmeden önce mesleklere çok da takılmamak gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum. Misal bu soruyu soran doktor bey göğüs hastalıkları uzmanı. Beslenmeci değil, direkt alanı dahiliye değil ama beslenme üzerine bol bol kalem oynattığını biliyoruz. Oynatsın bir lafım yok ki zaten bizim halkımız doktor da sever. Beyefendinin söylediklerinin çoğuna da ben de imza atarım, doktordur bir bildiği vardır düşüncesinden yola çıkarak feyz alırım, araştırır, öğrenirim. Kendisi en azından doktor. Bu ülkede tütün eksperleriyle kimya profesörleri değme fitoterapistlere, eczacılara, bitki bilimcilere, bitkisel tedaviler üzerine uzmanlaşmış doktorlara taş çıkartacak kitaplar, programlar efendime söyliyim dükkanlar filan filan filan açıp paraya para demezken kalkıp da bir tıp profesörüne ancak aman hocam denilebilir. 

Gelelim ikinci sorunun bariz cevabına. Gıda mühendisleri sadece patronların ve kapitalist düzenin söylediklerini yapmak zorunda mı? Çok basit yanıt esasında : EVET. Hem de koca bir EVET. 

Neden?

Çünkü buradaki sorun gıda vb sorunu değil, buradaki sorun maaşlı çalışma sorunu. Sizden patronunuz ne isterse onu kanunlara en uygun şekilde, gıda güvenliği açısından sorun çıkmayacak biçimde üretmek zorundasınız. Patron misal burda süt var işleyeceğim, taaa 1000 km ötedeki insanlara ulaştıracağım ama uçakla filan gönderemem o yüzden ömrü 1 haftadan uzun olsun ve illa da soğuk zincir gerektirmesin dediğinde yapılan şudur : Sütün bu kriterlere uyabilmesi için proses dizayn edilir VEEEE besin değerlerinde, içerdiği sağlığa faydalı özelliklerinde bir düşme olup olmadığına bakılır. Yani ortada sadece sütün ömrünü uzatıp bin kilometre öteye çakmak durumu yoktur. Var olan sistemler gıdanın besin öğelerini korurken raf ömrünü optimumda tutmak üzeredir. Yani sektörde elinde renkli deney tüpleri ve karışmış saç sakal ile "Ni ha ha ha, sonunda hiç bir besin değeri kalmamış ama 3000 sene dayanan süt ürettim" diye diye dolaşan tipler yoktur.))

Patronun istediği en makul şekilde çözülür ve sunulur. Kendisi bir çok kapitalist gibi kenardan dolaşmak, azcık ucuundan nolcak yahu laflarıyla sizi kandırmaya çalışabilir. Sağlam durup diretmek lazım. Benim gibi olması gerekeni yaptırıp sonra da patronla papaz olmayın ama. Tatlı tatlı yapın. Kovulmayın:))

Gıda sektörünün içinde bulunduğu rafine gıda sorununu iliklerine kadar hisseden ve bunun değişmesi için kafa patlatan, kendi minik çabalarımla bişiler yapmaya çalışan bir gıda mühendisiyim. Biliyorum benim gibi deliler var bu dünyada ve açıkçası işimiz baya bir zor. Yel değirmenlerine karşı savaşıyoruz. Bu savaşta açıkçası sırf adım mühendis olduğu için laf yemek istemiyorum. Sapla saman birbirine karışsın, dumanlı tozlu havada gerçekler flulaşsın istemiyorum. Bana, benim gibi ya da sırf patronu öyle söyledi diye rafine gıdalar üretmek zorunda kalan meslektaşlarıma laf edilmesin. Gücünüz yetiyorsa, mühendislere gelmeden önce şarlatan doktorumsulara, mesleği sağlığın yanından bile geçmeyen sözde profesörlere ve bir de açıkta pislik içinde ne idüğü belirsiz gıda ve sağlık ürünleri satan aktarlara, gözünü para hırsı bürümüş işadamlarına laf edin, carlayın, yerin dibine sokun. Bana da mühendis demek istemiyorsanız demeyin, bana etiket lazım değil hamdolsun. Benim derdim iyi, sağlıklı ve pratik gıdalar üretmek. 

Hadi daha gidip dükkanı açıcam canım eriştelerim kurudu mu onlara bakıcam. Tutmayın beni hadi tutmayın beni:))

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Esasen adam sen ve senin gibilere laf etmiyor genelden bahsediyor sen belki mesleğinin ayrıkotusun adamın dediği uht süt için temiz diğer sütleri içmeyin veya meyveli yoğurt yiyin gayet steril diyen gıdacılar senin gibiler değil lan senin bloguna baksak zaten onlardan farklı düşünmüyosun ki bi de zaten o üçlünün derdi siz drğilsiniz biri pediatrik grybundan kovulmuş (ahmet aydın) kendi deyimiyle şirketlerin baskısı yüzünden hatta dedikerki tv de siz şirket parasıyla dönüyosunuz yarın öbürgün size bu adamları çıkarmayın yoksa reklam vermeyiz dediklerinde bizi çıkarmayacaksınız dedi onlar da kendi mesleklerinin ayrıkotları bence ki ahmet rasim ailece tanıştığımız düğünümde bile olan doktorumuz:) o zaten derinlemesine gıdaya girmiyor herkesin bildiği şeyleri söylüyor evde yapın kefir için vs. Bi de muayenehanesinden hiç bir ilaç mümessili geçemez öyle prensipleri vardır belki ben mi eksik anlattım yüzyüze olsak bu kadar üzülmezdin diye şeyediyom:( ayşe