21 Ekim 2013 Pazartesi

"Yeminimi bozdum huleyn!!" yazısı No: Bilmemkaç

Günaydınnn,

Tatil dönüşü kafa pencerede uzaklara dalmış düşünürken verdiğim kararlardan birisini uygulamaya geçirme zamanı dostlar. İlk iş de tatil sonrası çamaşır ve evde bişi yokken ne yiycez derdini en azından programa koymuş bir anne olarak düzgün bir internet bağlantısı ile bilgisayarı bir araya getirerek başına oturmak ve bu bloga hakkını vermek.

Her gün (bilenler bilir) makarnalutfen.com adresindeki benim "tükkana" üye olmuş dostlara mail atıyorum. Her gün yeni bir bilgi vermeye çalışıyorum. Artık bundan sonra da blog üzerinden devam etmeye karar verdim. Buyrun karar sürecinin nasıl işledi paylaşayım.

Eski bir dostumuz ile tatilde Çeşme'de bir araya geldik. Taa Piemonte'lere peynir tatmaya giden, ağzına bir tanecik bile kurabiye atmayan bu yaşı henüz 30'larda sağlıklı beslenme gurmesiyle tabi ki kumrunun dibine dibine vuramayacağımız aşikardı. (Bu arada kumrunun üzerine üçgen peynir koymaya başlamışlar. Tü Allah belanızı versin dedim öğrenince. Lütfen üçgen eritme peynirlerine itibar etmeyiniz; kumru gibi yağ ve şarküterinin hası bir yaramazlık tüketirken bile.))

Ne diyordum? Evet. Onur'la uzun zamandır bir araya gelmemiştik. Dedikodusu yapılacak çok "uzman" ve paylaşılacak çok gezi ve yemek hikayesi vardı. Gerçi daha çok geziyi o anlattı biz ağzımız açık dinledik. Güney Amerika, Kuzey İspanya, Mısır filan gezmiş abimiz. Hemen aklımdan çıkmayacak bir detay: Arjantin'de kallavi etin yanına salata isteyince o ne abi diye sormuşlar. Güney yarımküre harbiden bizim tersimiz midir yahu:) 

Siteyi, yapmak istediklerimi, üretmek istediklerimi, ortalıkta şarlatan şarlatan çok dolaşan tip olduğunu, koca koca doktorların tavuktu süttü derken esas harbiden kanserojen içeren gıdaları anlatmadıklarını, bu korku ortamındaki rantı filan filan filan konuştuk. Buralara taşıma derdinde değildim, samimi bir ortamda halimden anlayan bir dosta içimi döküyordum sadece. Güzelce yemeğimizi yedik. Ben artık gittiğim her yerde makarna deniyorum. Hangi markanın makarnasını nasıl pişirmişler, ne sos kullanmışlar diye bakıyorum. O akşam da o çok fan fini fin fon marina restaurantında bir tabak aşırı yağlı deniz mahsüllü salatayı süzdüre süzdüre yedim, evlere dağıldık. 

Gece bir mail geldi Onur'dan. Benim siteyi blogu vb incelemiş. Yurtdışındaki siteleri ve blogları incelemiş ve insanlara nasıl daha kolay ulaşırım üzerinden fikir vermiş. Gıdalar konusunda tam biz uzman olduğumu, yazacak mutlaka çok şeyim olduğunu, blogda ve özellikle sitede daha fazla bilgi vermemi ve bu ikisini mutlaka kaynaştırmamı tavsiye etmiş. Kendi sözlerini alıntılıyorum : "Odaklanmamızı "besleyici, sağlıklı ve kolay gıda" üzerine yapınca, sadece sebzeli makarna ile kısıtlı kalmamak lazım bence. Daha geniş düşünmek gerek."

İyi güzel bir düşüneyim diye yattım ben o gece ama uyumak ne mümkün? Midem kocaman, garip bir karın ağrısı. Kıvrandım durdum en sonunda kendimi lavaboya zor attım ve bir saatlik bir cebelleşmenin ardından sistemi temizledim. Bi küçük kase süzme yoğurt ile ağzımın tadını ancak düzeltip yatağa geri döndüm.

Bir çok hassas bünye gibi terslikler hep beni bulur. Özellikle gıdalar konusunda. O gece yatakta kıvranırken, koca marinada en şık restauranttan bile zehirlenmiş olmama hayret edip sonra da kızım ne hayret ediyorsun, şık yer diye ne güveniyorsun, ne inanıyorsun diye diye diye kendime kızarken acı içinde Onur'un dediklerine hak verdim. Yolda da çok düşündüm bu konu üzerine.

Bu blogu özellikle siteden uzak tutma derdindeydim, takipçilerim bilir, eski yazıları okuyanlar da bu çabayı hissedecektir. Amaaaaa artık vazgeçiyorum. Gıda üzerine sadece düzgün üretimi ve tüketimi değil felsefesi, kalitesi, tarihi üzerine bu kadar kafa patlatırken ve en enn ennnnn önemlisi de kimseye eyvallah demeden üretim yapabileceğim bir işletmem varken her şeyi birleştiriyor ve en azından her gün buraya aklıma takılanları, düşündüklerimi, gördüklerimi ve ve özellikle de ürettiklerimi yazma kararı alıyorum. 

Bu sıralarda çok mu yeminimi bozdum huleyynnn yazısı yazdım yahu:))

Neyse beni anlayan anladı bence:)

Tatilden kalanlar :

- Yabanmersini reçeli tattım. Süperdi. Size yapıcam hem de en sağlıklısından.

- Yeşil mercimekli mantım dillere destan olmaya başladı. Bayram başında taaa Eskişehir'den gelen siparişe nazikçe bitti cevabını vermek çok çok üzdü beni. Kendimi sadece makarnacı olarak tanımlamaktan çıkıyorum artık. Bugün hatta bu hafta bol bol yeşil mercimekli mantı üreteceğiz. Bugünden siteye ekliyorum, siparişlerinizi alacağım.

- Canım cicim güzel insan Tijen Hanım da yazmış beni ve ürünlerimi. Nasıl onurlandım nasıl sevindim anlatamam:)) Hatta çok tatlı bir hatırası da oldu çünkü o benim ürünleri tadarken ben de onun otlar kitabındaki tarifleri altlarını çize çize okuyup feyz alıyordum. Beni ona götüren canım Ayfer Yavi ablama da biraz evlilik programı şeysi olacak ama buradan sevgiler öpücükler:)) Yazının bağlantısı burada : http://mutfaktazen.blogspot.com/2013/10/once-www.html

- Pekmezlerin kek vb de kullanıldığında besin öğelerinin azalması ile ilgili yazı isteği geldi. Bu hafta içinde yazıp sizlerle paylaşacağım.

- Instagram'da http://instagram.com/makarnalutfen adresinde takılıyorum gördünüz mü? Dostlar pişirdikleri makarnalarımın fotoğraflarını paylaştıkça pihuuu acaip seviniyorum:))

- Evvelsi gün Sasalı'nın tarlalarından o anda koparılmış çiçeği üzerinde tazecik kabakları ve çıtır pırasaları ablamın mutfağında yatar görünce içim gitti, kokarım mokarım demeden mücvere giriştim. İçine de benim sebze kurusundan bir yemek kaşığı attım. Ablam, seninki çok farklı çok güzel oldu herhalde sebze kurusundan dedi:) Esasında tamamen iyi malzemeden efem:))

- Alaçatı'da kendi üretimhanesinde şarap üreten sınıf arkadaşlarıma uğradım. Arkada üretip önde satıyorlar. Nasıl gururlandım anlatamam. Shiraz'ları çoook güzel. (http://instagram.com/p/fkWI0tiIQk/)Ben bi şişe rose aldım, özel bir akşama saklıyorum. Reçeller, sabunlar bir sürü ürün de var. Sezonu bitti oraların ama belki belki giderseniz uğrayın değirmenin hemen karşısındaki Gemici Şaraplarına benden selam söyleyin:)) Ot festivalinde bu sene innnnşallahhhhh ordayım hemi de süprizlerle:))

- Geçen hafta Sıdıka'cım cibez gönderdi. Bakalım bu hafta hakkını vererek bir makarna yapabilecez mi ondan:))

Ben gittim, tatil dönüşü çok iş varken çenem düştü iyice. Güzel bir hafta olsun herkese:)))

4 yorum:

Terazi dedi ki...

Hayırlı olsun. Atlamışım bu "tükkan" bilgisini ben :(

En son fabrika kurma kısmında kalmıştık ama bu aşamaya geldiğinizi ve internetten satışa başladığınızı bilmiyordum. İyi ki yazdınız buraya... Hemen üye oldum, instagramı da takibe aldım ama şimdiye kadar kaçırdığım -üye olanlarla paylaştığınız- bilgilere de hayıflandım doğrusu :)

Blogun yan tarafına tükkan, facebook, instagram linklerini koysanız iyi olur aslında. Benim gibi blogunuzu takip edip, yine de gelişmelerden bîhaberler için...

Tekrar hayırlı olsun.

GM dedi ki...

Teşekkürler:))) Başladık işte borç harç üretime:) İnşalla iyi olacak. Her gün yazmaya çalışacağım. Her zaman beklerim:))

neslice tarifler dedi ki...

Aklı ve ruhu bir arada çalışan kadınlara bayılıyorum. Mizahi zekanızla anlattığınız en teorik konuları bile anlar oldum sayenizde. (HMF mesela) Her yazınızın sonuna yorum yazmak istiyorum elimden geldiğince. Hatta ilerleyen zamanlarda ben de aklıma takılanları sorabilirim size. Biraz derleme bir yorum oldu bu ama Canan Karatay Hoca'nın uyarılarını çoğu yönden haklı bulmama ve kendisini hemşerim olması sebebiyle ayrıca sevmeme rağmen yaptığı (ya da yapmadığı) talihsiz açıklama için gerçekten üzüldüm. Buna karşılık Odanızın yaptığı basın duyurusundaki bilgiyi ve naifliği görünce de ülkem ve kendi adıma sevindim doğrusu. En azından artık biliyorum ki birileri yanlış birşeyler yapıyorsa bunları düzeltebilecek, uyarabilecek ve haykırabilecek sağduyulu uzmanlar var.
Sevgilerimle..

GM dedi ki...

Teşekkür ederim sevgili Neslice Tarifler. Diğer yorumlarınızı da gördüm çok sağolun:)))