30 Eylül 2012 Pazar

İtalya'ya ve Anadolu'ya aynı gün bi gidip geldim - I


Bebek sahibi olduktan sonra ilk defa bir "parkta" bu kadar zaman geçirdim.) Türk ve İtalyan Mutfak Kültürleri omuz omuza etkinliği için öğlen tam 12'de giriş yaptığım Maçka Parkından tamam artık bitti diye çıktığımda saat 6,5'u çoktan geçmişti. Öğrencilik hayatını "yahu ben yokken eğlenceli ya da önemli bişi olur mutlaka" paranoyaklığı ile geçirmiş biri olarak hiç bir şeyi kaçırmama dangalaklığım hala devam ettiğinden tuvalete gitmeyi ancak akıl edecek kadar gezdim dolaştım etkinlikte ve öhöm tabi herbişileri yazıcam merak etmeyin:)

Geç kalma ve dakiklik fakirliği ile ünlü iki milletin yapacağı her organizasyonda olduğu gibi etkinlik yarım saat geç başladı:) 12'de parka girdiğimde tavalar tencereler, buzdolapları, ocaklar filan yeni hazırlanıyordu. Bilet sahibi olduğumuzu, bu etkinliğe 40 gayme  bastırdığımızı ispat eden bileklikleri takmaya çalışmak zaten baya bir zaman aldığından oturup soluklanmaya bir on dakika kaldı. Maçka Parkı'nın alt ve nispeten düz olan bölümündeki etkinlikte ortadaki  boşluğa arkasında ekranı ile rahat bir mutfak sığacak bir sahne kurulmuştu. Saat 1'e doğru ortam hareketlendi ve ben lezzet avına çıktım.  Bundan sonrasını madde madde yazayım ki konudan konuya rahat atlayabileyim efem:)

- Genel hissiyat şenlikli idi. Bağırış çağrış olmayan bir ortam vardı. Sadece restaurantların bileksizlere yani biletsiz yancılara servis vermemesi bir kaç tatsız harekete sebep oldu o kadar. 

- Genel olarak iki mutfağın birbirine yakın yemeklerinin tadılması, isim yapmış şeflerin canlı yemek pişirmesi ve belirlenmiş konuşmacılarla sohbet düşünülmüş ve açıkçası hepsi gerçekleştirildi. Türklerden bir Borsa restaurant vardı. Mantı, pide, içli köfte ve erişte sundular. Bir de Galata Kiva vardı Türklerden o da şerbet ve tatlı çörek sundu. İtalyan restaurantlarından daha fazla vardı tek tek yazıyorum aşağıda. Grand Hyatt'ın 34'ünde ve Usla'da hem Türk hem İtalyan lezzetleri vardı. Giriş kapısından itibaren yazıyorum sıradan.

- USLA benim bu etkinlik sayesinde tanıdığım bir "Uluslararası Servis & Lezzet Akademisi". Kısa ve uzun dönem eğitimlerini tanıtmalarının yanı sıra iki çeşit yemek servisi yaptılar. Biri bostan patlıcanı ile kekikle mozerellanın birleşimi Melanzale diğeri de minik patlıcanlara birer yutumluk İmam Bayıldı.  Patlıcan sevmemekle tanınan ben bile Melanzale'yi beğendim. Bostan patlıcanı yumuşacıktı ve mozerella da kardeşim ne güzel bir peynir yahu hele ki kekikle. www.usla.com.tr

- Cento Per Cento önce minik zencefilli kurabiyelerle kartlarını dağıttı. Minestrone ve safranlı Risotto servis etti. Yeri Nişantaşı'ndaymış. Şefi daha sonra yemeklerden birini pişirdi ama ben o sırada Arda Türkmen'in konuşmasındaydım. http://www.eksenistanbul.com/tr/centopercento-index.htm

- Mama güzel bir sebzeli kremalı sosla insanın ağzında eriyen peynirli ve incecik hamurlu Tortellini servisi yaptım. Çok severim, çok da güzeldi tadı. www.mamapizzeria.com

- Tortellini'nin yanında Borsa mantı servisi yapıyordu. Ben mantıyı bir çoğunuzun aksine fırınlanmış ve kıyma değil mercimekle severim. Ananemden gelen bir tarif işte naparsın:) Tortellini mantıyı yendi tabi benim için ama mantı da fena değildi şimdi eşşeklik etmiyim.

- Fratelli La Bufala Polanta yaptı. Ben mısırı en fazla cips ve haşlanmış /közlenmiş severim, mısır unu bana ağır gelir. Polantayı da ilk defa orjinalinden tattım, pek bişi kaçırmadığıma sevindim açıkçası. www.fratellilabufalaistanbul.com

- En çok çeşidi Grand Hyatt 34 getirmiş ve vitrin buzdolabına dizmişti. Bir kerede tabağı doldurmadım, gidip minik minik aldım. Sıradan yazayım : 

* Mantarlı ördek (sanırım kürlemiş ya da füme idi ama kalındı ördeği yiyemedim),

* Patlıcan ve özel mantar kızartması (patlıcandan çok mozerella vardı içinde ve çok güzeldi, orda kızarttılar hemen) 
* Hamsi kızartma ama bol limonlu, soğuk haliyle çok güzeldi. Yediğim en iyi hamsi yorumuydu.

* Çerkes tavuğu. Şeflerden biri servis yapma inceliği gösterdi ve Çerkes Tavuğu'nun eski tariflere göre yaptıklarını, tadının daha farklı olduğunu söyledi. Bizim ailede ablamın Çerkes Tavuğu meşhurdur ve ne yalan söyliyim daha güzeldir. Belki harbi Çerkes büyük büyük babanemden tarifi aldığı için:) E kadın 100 yaşını geçkin vefat etti ki biz rahat rahat tarif aldık ondan. Ablama baskı yapayım da yazsın tarifi bi ara:) 

* İnsan taaa Grand Hyatt'a acılı ezme yemeğe gitmez ama kebapçılarda yediğimiz acılı ezme değil onu öğrendim ben 34'ünkini tattığımda:)

* Bakla, humus, bir çeşit şakşuka ve adını soramadığım ve ne olduğunu çıkaramadığım için öğrenemediğime hayıflandığım bir meze daha vardı standlarında. Bittikçe takviye ettiler.)

* Bademli cibez yapmışlar ama Sıdıka'nın ot tabağını tercih ederim. Hah işte yakaladınız beni. Bir hafta önce yazmam gerekiyordu Sıdıka'nın yazısını :)

- Yandaki stand kahvecilerdi. Etkinliğe giderken bir kahve çekmişti canım ama hadi dedim kafein hakkımı etkinliğe saklayayım. Ben sohbetlerden çıkıp da kahvecilere yöneldiğimde çoktan standları sökmeye başlamışlardı tadamadım:(

- Giolitti bir çok çeşit dondurma getirmiş. Ben bitter çikolata, şeftali, yabani vişne ve sadeyi tattım. Şeftali bir çok meyve dondurması gibi buzluydu ama yoğun bir şeftali tadı geliyordu. Yabani vişne ise çok çok hoştu. www.giolitti.com.tr

- Movenpick çok sarı bir Tagliatelle ile Pesto ikram etti. Şefi zaten sonra İstakozlu Fettucine yaptı. Meğer makarnanın bu kadar sarı olmasının sebebi yumurtanın sadece sarısının kullanılmasıymış. E insan otel mutfağında şef olunca yumurtaya acımıyor tabi:) Pesto'da çok hafif bir nane tadı vardı sanki ya da bilemiyorum fesleğenleri fazla tazeydi:) Sadece çam fıstığı kullanmışlar. Makarna çok çok ince açılmıştı, çok güzeldi. 

- Galata Kiva'nın Demirhindi ve Kuşburnu Şerbetleri çok güzeldi. Çörekten ne yazık ki tadamadım. Bir çok şerbetleri varmış sadece bu ikisini getirmişler. Bir çok bileşen var içinde yazamadım ama tadlandırmak için sofra şekeri kullandıklarını öğrenmem akabinde elme suyu konsantresi üzerine söylev çektim. Eh çömez bir mühendis olarak ilk işim konsatre üzerineydi, az mı çalıştım ayol:) Umarım şeker yerine elma konsantresine bir şans verirler. www.galatakivahan.com

- Kullanat.com bir sürü tek kullanımlık ama çok şık servis malzemesi getirdi. Zaten tüm restaurantlar ondan aldılar. Başka ürünleri de var ama 6 saatten fazla kaldım ha gidecem ha gidecem diye onlara da uğrayamadım:(

- Borsa tüm etkinlikte farklı noktalardaydı. Movenpick'in yanında cevizli erişteleri vardı ama tadamadım açıkçası. Onun hemen yanında da Peynirli Pide ve İçli Köfte ikram ettiler. Gözümün önünde sanayi tipi kızartıcıdan tabağa alınan İçli Köfte'lerin bu kadar hafif olması çok güzeldi. Tüm o İtalyan tatları arasından Anadolu'ya ışınlanmak iyiydi; insan köklerini unutmamalı.) Ama şu da var ki o kadar güzel peynirlerin içerisinde (ki bi peynirci de vardı ama ne tadabildim ne kataloglarını alabildim) Borsa'nın pidesindeki lor çok sırıtıyordu. Mayalı pide hamurunun gevrekliği ve hafifliğine hiç uymuyor. Pidelerimize düzgün bir peynir bulmamız lazım yahu:(

- Peynirci vardı dediğim gibi ama atladım. Bilen yorum atsın. Hepi topu kaç yer varmış nasıl es geçtin diyenlere Hyatt'ta çok tadılacak vardı derim sadece:)

-  Son olarak Olivia's Pizzeria'yı yazayım. Levent ve Çiftehavuzlar'da yerleri var. Devamlı taze pizza getirtti sahibi Banu Hanım. Napolitan, Akdeniz ve Milano pizzalarının dışında menülerinde kendi spesiyallerini ve tam buğday pizzalarını görünce "aaa getiririz" deme ve hatta etkinlikte beni bulup sunma inceliğini gösterdiler:) Etkinliğe gelirken Pizza Hut'un yeni tam buğday pizzasının ilanlarını görmüş ve sevinmiştim. Olivia's da yapmış ve tabi odun ateşinde pişmiş ve incecik hamur hiç de öyle tam buğday ağırlığında değil nitekim malum tam buğday makarna da ve çoğu ekmek de beyaz unla yapılanlara kıyasla daha nasıl diyin dense - dilimi eşşek arısı ısırmasın - yoğun oluyor. Buraya bir fırsat yaratıp gitme isteğindeyim.

Restaurantlar bu kadar ama yazı değil. Çok uzatmıyorum sohbetleri, ortamı, gözlemlerimi filan filan yazmaya devam edicem.   

Sonradan gelen ekleme : Yazının devamı burda efem : http://benimgidamuhendisim.blogspot.com/2012/10/italyaya-ve-anadoluya-ayn-gun-bi-gidip.html

2 yorum:

Handan dedi ki...

!!!!! fiyuvvvv ben gelebilseydim peynircinin önünden ayrılmaz kahveciyle ahbap olur ıstakozlu fettucini yapan şefin yardımcısı ilan ederdim kendimi.

o saatlerde ev-kira-depozito gibi işlerle uğraşıyordum.

GM dedi ki...

bi daha gidersek beraberiz o zaman efem:))))