11 Aralık 2014 Perşembe

Zeytinyağını her yemeğe, tatlıya, keke, pilava kullanalım mı?

Bu gece cevapladığım bir epostayı paylaşıyorum dostlar:

"Merhaba Tuğba Hn.,

Benim size danışmak istediğim konu zeytinyağı...Yaklaşık 2 yıldır yemeklerimi kendim yapıyorum  ve tümünde sızma zeytinyağı kullanıyorum.Balığın kızartılması,soğanın kavrulması,kekte kullanılmasının bir sakıncası var mı?Bu konuda bizi aydınlatır mısınız?TesekkürlerXXX"

"XXX Hanım merhaba,

İlginiz için teşekkürler. Benim makarnalutfen.com u başlatmadan önceki çalışma alanım zeytinyağı idi (sonra organikle de birleştirdim, güzel oldu) O dönemde de hala da zeytinyağcı hocalarımızın büyüklerimizin söylediği tüm yemekleri zeytinyağı ile yapabileceğimiz yönündedir. Bence çok güzel bir iş yapıyorsunuz. Tek dikkat edilecek konu özellikle kızartmalarda yağın yanmasını önlemek. Bu sadece zeytinyağına has bir şey değil zaten. Her türlü yağ için geçerli. Bir yağ çok ısındıysa artık duman çıkartmaya başladıysa zararlı bileşiklerde içinde oluşmaya başlamış demektir. Bu yüzden tüm yağlarda bu konuya dikkat etmek gerekir.
Zeytinyağlılarda da önce yemeği az zeytinyağı ile pişirip sonra soğuduktan sonra sızma zeytinyağı eklemek yani yemekteki yağın çoğunun pişmeden tüketmiş olmak daha akılcı çünkü sızma zeytinyağı ısıl işlem görmeden çok daha sağlıklı. Ama tabi yağ yağdır hepsinin gramı 9 kCal:))
Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sevgiler,
Tuğba"

5 Aralık 2014 Cuma

NİYE BU KADAR KENDİMİZİ BEĞENMİŞİZ?

Geçen İnternet Ekipler Amirimiz Serdar Bey eşinin kendisine aldığı yabancı markalı ama Türkiye'de üretilmiş bir ürünün tasarımını vb inceleyince bir yazı yazmış. Dünya çapında bir marka çıkarmak için neler bir araya gelmesi gerektiğinden, neden bu işlerin Türkiye'de ol(a)madığından dem vurmuş. Serdar Beyin duruşunu, yazılarını seviyorum, beni geliştirdiğine inanıyorum. Az bir katkı yapayım dedim. Naçizane yorumumu yazdım. Yazının orjinali burda: http://www.mserdark.com/bir-corabin-dusundurdukleri/ Çok fazla yorum gelmiş. Ben benimkini aşağıya kopyalıyorum. 16 senedir iş dünyası içindeyim, son iki senedir de ticaret yapıyorum. Benim aklıma takılanlar da bunlar işte:

"Ben küçük bir kadın girişimciyim. Amirim belki hatırlarsınız size inatla makarna göndermeye çalışmıştım. O kadar küçük bir imalathane kurdum ki kadın girişimci kredisiyle hiç bir marketin kapısını gidip çalmadım kapasitem onların isteklerine yetişmez diye. Ama satmam gerekiyordu, ben de eticarete yöneldim. Fuarlara katıldım, sosyal medyada aktifim. 3 kadın başladık şimdi 7 kadınız. İş makarnadan çıktı, güvenilir iyi gıdaya gidiyor. Site Ocak'ta iki yaşına girecek. Umut vadediyoruz. Bundan 10 sene önce olsaydı internet ve internetten alışveriş bu kadar yaygın olmadığı için sanırım satışta sorun yaşardım.

Lisede bilgisayar mühendisi olmak isterken hasbekader bir gıda mühendisliği kazanmış ve mesleğinin (sanırım) hakkını vererek yapmaya çalışan biri olarak sadece gıda sektörü için konuşabilirim ama eminim bir çok sektörde de durum aynıdır. Bİr benmerkezcilik, bir sadece ben kazanayımcılık var insanlarımızda. Bir çekememezlik, bir bol ego durumu. Her peynir üreticisi, her makarna üreticisi, her organikçi, her her her ürün üreten en güzel kendisi üretiyor, diğerleri tu kaka. Kardeşim tüm Türkiye'nin fasülyesini sen mi üreteceksin? Sadece senin peynirlerini mi yiyelim, başka bişi tatmayalım mı? Başka bir üreticinin senden %0,001 daha iyi yapmış, daha temiz çalışmış, daha vizyoner bir ürün çıkarmış olması kesinlikle mi muhtemel değil? Bu afra tafra ne? Niye kol kola vermiyoruz? Niye egolarımız bu kadar çatışıyor? Niye beraber iş yapanları keriz olarak görüyoruz? NİYE BU KADAR KENDİMİZİ BEĞENMİŞİZ?

Bir de kolay yoldan para kazanmak hoşumuza gidiyor. Denenmiş bir ürünü alıp satmak, sadece ticaret yapmak bile kimisine zor geliyor (ki bazen ona bile razıyım)

Offf...

Devletin destekleri evet çok ki ben de Kosgeb'den faydalanıyorum hala ufak ufak mesela. Birlik hale getirmek için de teşvikler arttırılabilir. İhracatçı birliklerine çok iş düşüyor sanırım burada. Kalkınma ajansları ve Kosgeb iş yaptırma ve geliştirme derdinde, sanırım İhracatçılar sizin bu yazdığınızı daha çok iliklerinde hissediyorlar.

Amirim çok yazdım, vallahi kısıtlı bütçe ile çalışan bir kadın girişimcinin bu kadar vakti yok esasında.

Saygılar,

Tuğba Bayburtluoğlu
www.makarnalutfen.com "