9 Mayıs 2013 Perşembe

Fındıklı Görüşmesi

Bundan 14 sene kadar önce çömez bir gıda mühendisi olarak ilk işimde bir seneyi doldurmak üzereydim. İşe mezun olduktan bir kaç hafta sonra girmiş olmanın mutluluğu ile "mühendisim lan ben" havam çok kısa sürede sönmüştü çünkü telefonlara bakmak, tuvalet kağıtlarını değiştirmek, kargo göndermek gibi çookkk önemli işlere koşturuyordum. Biraz safımdır hem de kendimi kolay ezdiririm. Hala çevremdekiler (başta annem) bilmemneye dikkat etmem gerektiğini, beni kullanabileceğini filan söylediklerine göre demek ki hala safım ve eziliyorum.

Neyse konumuz bu değil...

Ya da bilmiyorum budur.

Tam 14 sene önce büyük tesadüfler sonucunda Fındıklı'daki bir gıda makinaları firmasının genel müdürüne özgeçmişimi iletmiş ve bir Kasım akşamı görüşmeye gitmiştim. Hangi ruh halinde gittiğimi hatırlamıyorum. Görüşmenin çok olumlu geçtiğini ve hayatımda ilk ve son defa bir iş görüşmesinde karşılıklı Türk kahvesi höpürdettiğimizi hatırlıyorum. Kafamdaki en belirgin his de ofisten çıktığımda yere basmayacak kadar çok çok sevinçli olmamdı. İnsan genellikle kötü tecrübelerini daha fazla hatırlarmış bir daha tekrarlamamak için. Ama bu çok çok güzel bir his idi, unutulacak gibi değildi. Harbiden uçtuğumu sanmıştım. İnsan nasıl uçmaz? Hem iki katı maaşa anlaşmışım, hem İçerenköy'ün griliğinden sonra Boğaz'a bakan bir ofiste çalışacağım,  hem de o zamanlar çok daha iyi kotardığım İtalyanca'mı kullanacağım hevesindeyim. 

Esasında tüm bu isteklerimi gerçekleştirdim. İş hayatımın çok büyük bir tecrübesidir o firma. 

Şimdi bu kadar geriye gitmemin sebebi bu sefer yine Fındıklı'da bir görüşmeye gidiyor olmam. Sabah yine karga kahvaltısını etmeden uyandım tabi. Böyle önemli günlerde erkenden uyanıp gözlerimi açar açmaz beynim o güne kitleniyor ve arpacı kumrusu gibi düşünmeye başlıyorum. Size de böyle oluyor mu? Normal günlerde uyku mahmurluğunu rahat bi 15 dakika yaşayan ben, bu tip özel günlerde iki saniye içinde cin gibiyim.

Uzun lafın kısası bu sabahın köründe hayatımın ikinci "Fındıklı Görüşmesine" gideceğimi fark ettim. İki gündür stresten allak bullağım. Bu sefer görüşme öncesinde neler hissettiğimi çok iyi hatırlayacağım. Görüşmenin olumsuz geçmesinin beni taş gibi yapacağına adım gibi eminim ama olumlu bir görüşme olursa ilk Fındıklı Görüşmem kadar uçacağımı tahmin etmiyorum.

Belki de o kadar saf değilim artık. Yani, 23 yaşımdaki kadar.

6 Mayıs 2013 Pazartesi

Bursa Kadın Girişimciler Fuarı 2013 notları

Günaydın...

Bursa'dan geleli kaç gün oldu hala notları yazmadım. Eskiden ne iş gezilerine ne montajlara ne eğitimlere giderdim Türkiye'nin dört bi tarafına. Yaşlandım mı yoksa uzun zamandır iş gezisine çıkmadığım için paslandım mı yoksa ikisi de mi:))

Madde madde gideyim ben tarih sıralaması ile kafamda:

- Sabahın köründe arabayı yükleyerek başladık. Kırklareli'nde Bursa'ya İstanbul üzerinden gittik ve tabi İstanbul'u yarıp geçmek uzun sürdü. Sabah 8'de yola çıkınca öğlen 3 gibi otele vardık.

- Otel Baia Otel'di ve hiç fena değildi. Tüyap Bursa'ya yakın. Tavsiye ederim. 



- TOBB ve Ticaret Odalarının etkinliği idi bu. Misal bizi Kırklareli Ticaret Odası gönderdi. Dernek değil Kadın Girişimciler Kurulu. Yani ben bir iş kurucam diyen kadınların elinden tutma kurulu. Yer mi bulunacak, resmi işler mi halledilecek, odanın işlerinde şaşkın tavuk olmanız mı engellenecek herşeyi bu kuruldaki deneyimli kadın girişimcilerden öğrenebilirsiniz. Esasında ilden ile değişebilir bu çünkü yönetime, çalışan insanlara bağlı. Bizim Kırklareli'nin başında daha lisedeyken ticaretin içine düşmüş bir hatun var. Çok uyanık, zehir gibi biri. Onun dediği bu dernek değiliz destek kuruluz cümlesi.

- Kısacası kafanızda bir iş fikri bişi varsa Ticaret Odasında Kadın Girişimciler Kurulunu bulun. Her şehrin kurulu canavar değil tabi. 81 il gelecek diyolardı 60 küsürdük orada. Ankara da İstanbul da İzmir de yoktu. (Eh ihtyaçları yok belki:) Daha dorusu İstanbul standında bi firma vardı. Hani şu Uzay leke çıkarıcı. O da hatun bi girişimci. Kocaeli de Bursa da kaplan gibi sarılmışlar bu işe. İşte katılan şehirlerin listesi :




-Herkes Cuma günü stand yaptı. Öncesinde kaç bölüm istediğinizi söylüyormuşsunuz. Bize bizim stand küçük geldi bu yüzden. Resim vardı bir sürü. Seneye daha büyük yer istemek şart:) Biz iki bölüm istemişiz fotoda ilk halimiz var: 




- Bir sürü resim ve el sanatının yerleşmesi zaman aldı tabi ama akşam 7de biz İskendercinin yoluna koyulmuştuk bile.)) Bundan sonrasını yazmıyorum ayıp valla ne yediğimizi anlatmak. Yeri gelmişken belirteyim bu sosyal medyada az sonra yiyeceği tabağın ve hatta oturacağı hazırlanmış masanın fotoğrafını koymak bana çok ayıp geliyor. Hadi kahveyi ya da açık büfeyi bi derece filan anlarım da. Ne bileyim. Ben mi safım bilmiyorum tabi. Annem bize sokakta bir gıdım yedirmezdi, alan var alamayan var derdi, ne yiyceksek gider evde yerdik. Tamam kabul ediyorum paylaşmak lazım ama hep beraber dostlarla oturduğun sofrayı çekmek var mamaların yan rolde olduğu, bi de masayı komple çekmek var. Ne bileyim ne bileyim. 

- Cumartesi sabahı 10 gibi Fuar'daydık. 11 gibi açılış konuşmaları filan oldu. "Kadinin is gucune katilim orani %30 dedi TOBB Bursa Baskani" diye tweet attım örneğin öğrendiklerimden. Kadının kayıtlı olarak iş gücüne katılmasını, daha fazla girişimci çıkarmasını ve ekonomiye eklemlenmesini istiyor devlet. AB şeysi de olabilir tabi. Odalardaki, kurumlardaki erkek egemenliğinin darbe alması ve tabi rahatları bozulması söz konusu olduğundan lafta kalabiliyor bu kadınları destekleme girişimleri. Farkında olmasak kötü ama farkındayız ey erkekler:)))

- Öğrencilikte de sonrasında da çok fuarda çalıştım. Her seferinde gözüm bizim standın dışındaydı. Araştırılacak, öğrenilecek çok şey var diye düşünürdüm. Meğer sahiplenmemişim standı:) Bu sefer kendi el emeğim göz nurum olduğundan sanırım bir kez tuvalete ayrıldım koca Cumartesi standdan. Gelen herkese makarnaları, benim danışmanlık verdiğim reçelleri, Kırklareli'nin Hardaliye'sini, peynirlerimizi filan filan filan anlattım. Döndüm makarnaları tekrar anlattım:) Yahu kendi evladımı bu kadar anlatmadım ben be:))) Herkes çok ilgilendi. Makarna, Lütfen'i teee Mersin'den Kocaeli'nden tanıyan çıktı.)) 

- Gelecek fuara uygun bir aparat hazırlayıp makarna tadımı yaptırmam lazım.

- Diğer standlar pek güzeldi, Pazar günü gezdim. Zaten aşağı yukarı Pazar öğlene kadar takıldık fuarda. Sonra arabaları yükleyip Bursa gezisine çıktık. Bıktım tabi her seferinde türbeye gitmeye ben arada kaçtım şöyle bi bakındım Zafer'in oralara filan bi saat kadar. 

- Kayseri yöresel yemeklerin kitabını da cdsini de yapmış aldım. Amasya'dan hatunlar kabak ve fasülye kurutmuşlar. Kooperatiflermiş. Aman dedim mutlaka bir kurutma odası yaptırın, bu iş öyle anlattığınız gibi güneşte kurut sonra gölgeye al sonra fırına gönder biçiminde olmaz. Kocaeli Ticaret Odasının yaman AB danışmanları ile tanıştım, mutlaka davet edelim, beraber proje yazalım dedik. Uşak'ta bir abla Haşhaş-Pare yapmış. İnternet sitesi de var : http://www.hashaspare.com/ Sert bir kek biçiminde alıp şerbetini koyup yiyosun. İster pasta yap. Güzel fikir. Deniycem

- Diyarbakır'da güzel bakır işler vardı, takılar vardı. Mardin standı çok renliydi. Aydın'dan bir firma kurutulmuş domatesten ve zeytinden güzel ezmeler yapmış. Beraber ne üretebiliriz diye konuştuk. Kütahya yöresel yemeklerini magnet olarak basmış böyle resimli filan, çok güzel fikir. 

- Bursa halkından çok katılım olmadı açıkçası. Daha bir kış zamanı yapılsa ne güzel olur ama tabi fuarda boşluk bulmak zor o zaman. Radyolarda yayın yaptık dediler ama fuar işinde sanırım esas iş billboard reklamı. İlk sene olur o kadar birbirimizi ağırlamamız bu da bişidir:) Eylül'de Antalya dediler bakacaz artık:)

- Pazar akşam üstü yorgun argın ama mutlu bi şekilde tekrar doluştuk otobüse. Ay Cumartesi akşamki gala yemeğini unutmayayım. Bir otelin balo salonunu düşünün, ağzına kadar kadın dolu. Düğün gibi esasında ama kadınların neredeyse %90'ı düğün sahibi gibi giyinmiş:))) Yemekler yendi, konuşmalar filan sonra ne oldu tabi kalkıp göbek attı bizimkiler. Tam düğün havası yani kısacası:)))

- Gala gecesine gidince Facebook'tan sevdiğim bir bloger arkadaşım foto foto dedi. Ben de masadaki mumla çiçeği çekip koydum sosyal medyaya. Ya Filiz'cim sen muhtemelen masada bizim fotomuzu filan istedin di mi? Benim anca kafama dank ediyo be yahu, kusura bakma:) Raconu yeni öğreniyorum:)))

- Bursa'dan kestane şekeri almadan ayrılmak olmaz diye daldık Kafkas fabrika satış mağazasına. Fiyatlar uygundu. Kestaneli puding yapmışlar. Fena değil ama deli tutmaz bence. Bir de kestane unu aldım. Hemen kek denedim. Hiç fena olmadı. Onun da yazısını fotoğrafını yayınlarım bi ara.

- Pazar akşamı az biraz Yalova'da bekleyerek geldik memlekete. Gece 1-2 gibi. Ben artık sonlara doğru sızmıştım ama bizim ekip genellikle enerjisini kaybetmedi. Hemen bi fotomuzu çakayım buraya. Tüm Kırklareli ekibine çok çok teşekkürler, çok güzel bir gezi oldu. Hepinizle tanıştığıma da çok memnun oldum. Bunu içten söylüyorum çünkü bol bol böyle ortamlarda bulundum. Kompleksiz, paylaşımcı, yardım etmek için çabalayan arkadaşlarım olduğu için şükrettim. Tekrar teşekkürler. Özellikle Ruhan Başgan güzel topladın bizi bi araya:) Nereye gidiyoz şimdi sen onu söyle:)))